NORDist

scandinavian-postwall

NORDist

Avrupa’nın kuzeyindeki yarımadada bulunan İsveç, Norveç, Danimarka ve her ne kadar temel dil yapısı farklı da olsa Finlandiya‘yı da içeren ülkeler topluluğu genellikler İskandinav ülkeleri olarak anılmakla birlikte, bu ülkeler kendilerini kuzeyli, kuzeyden, kuzeye ait anlamlarına gelebilecek “Nordik” kelimesiyle tanımlamayı tercih etmişlerdir.

Bu çerçeve içerisinde, NORD-ist isminin ilk hecesi bu coğrafyayı, “ist” takısıysa hem İstanbul‘a hem de bir anlamda kuzeye ait olmayı işaret etmektedir.

Kendine özgü bir tasarım kültürü ve geleneğine sahip İskandinav ülkelerinin tasarım havasını, mobilyadan aydınlatma ve aksesuara kadar tam bir bütünlük içerisinde sunan NORDist, kuzey ülkelerinin en köklü ve nitelikli firmalarının Türkiye temsilcisidir.

Tasarım akımları içerisinde eleştirmenlerin en demokratik tasarım yaklaşımına sahip olduğu konusunda fikir birliği içerisinde oldukları İskandinav tasarım felsefesinin kökleri 1554 yılında kurulmuş olan Kopenhag Mobilya Sanayi Kooperatif Derneği‘ne dayanır. Ancak bu yaklaşımın dünya çapında tanınır ve sevilir olmasının en önemli sebeplerinden biri ulusal nitelik kazanan “Mobilya Sanayi Derneği’nin” 1927-1966 yılları arasında yaklaşık 40 yıl boyunca her yıl düzenlediği mobilya sergileri olmuştur.

Bu sergilerde tasarımları sergilenen dönemin genç yetenekleri arasında Ole Wancher, Arne Jacobsen, Mogens Hoch, Finn Juhl, Hans Wegner, Borge Mogensen, Nanna Ditzel ve Poul Kjaeholm gibi, ürünleri günümüzde de pek çok saygın üreticinin koleksiyonu arasında yer almaya devam eden mimar – tasarımcının eserleri sergilenmiştir.

İskandinav tasarımının tüm dünyayı etkisi altına alan Bauhaus akımından en önemli farkı, modernist düşüncenin görece olarak bu coğrafyaya geç gitmesi nedeniyle bu yaklaşımdaki insani dokunuşun eksikliğini giderme yoluna gidebilmesi olmuştur. Gerçekten de Bauhaus ekolü sanayileşmeyi dolayısıyla makineyi ön planda tutan bir yaklaşım sergileyerek, o dönemin şartlarına göre uzun el işçiliği ile üretilebilecek mobilya ve ürün tasarımlarında insan elinden çıktığı belli olmayacak tasarım detaylarına ağırlık vermeyi tercih etmiştir. Bu konuya verilebilecek pek çok örnek olsa dahi, en iyi örneğin usta mimar ve tasarımcı Mies van der Rohe’nin Barcelona serisi olduğu söylenebilir. Son derece ağır bir el işçiliği ile bitirilen bu ürün insan elinden değil bir makinadan çıkmış hissi uyandırmaktadır.

Oysa Kuzey Avrupa tasarımları sanayi devrimi sonucu ortaya çıkan durumu başka türlü değerlendirmiş ve eğer bir el işçiliği gerektiren tasarım düşünülüyorsa bunu gizlemek yerine bu dokunuşu ön plana çıkarmayı tercih eden yönde tavır almışlardır. Belki de bu nedenle de, Amerikan, İtalyan ve Avrupalı rakiplerine göre hiçbir zaman gerçek anlamda başarılı bir tanıtım ve pazarlama imkanı bulamamış olan İskandinav tasarımcıları, her alanda zamana dayanabilen, kalıcı doğayı ve insanı öne çıkaran ürünler ortaya koyarak tüketicilerin beğenisini kazanmayı başarmışlardır.

İskandinav tasarımı gereksiz ve gösterişe yönelik süslemeler yerine yalın bir güzellik, detay çözümlerindeki özenli tasarım, bu tasarımın uygulanmasındaki üst düzey el işçiliği, kullanılanılan doğal malzemeler, rahatlık ve işlev unsurlarının birlikte kullanılmasıyla, tasarım kültüründe çok köklü ve saygın bir yere sahiptir.

Kendine özgü ve kolaylıkla tanınabilir bir çizgisi olan İskandinav tasarımının en önemli özelliği doğadan almış olduğu esintiler ve kullanılan doğal malzemelerdir. Doğaya saygılı bir geleneğe sahip kuzey ülkelerinin tasarımları özellikle son yıllarda artan çevre bilinciyle birlikte modern iç mekan düzenlemelerinde tercih edilmektedir.

Gösterişten  uzak ama kullanıldığı mekana değer katan ürünlerden bazıları ise uzun yıllar kullanıldıktan sonra bile neredeyse kendi alış fiyatına, müzayede evlerinde satılabilmektedir. Bu unsur, bu ürünlerin “Al-Kullan-At” yaklaşımından ne denli uzak olduğuna dair iyi bir gösterge olarak kabul edilebilir. Çevre kirlenmesinin ve küresel ısınmanın sebeplerinden kabul edilen gereksiz, faydasız ve zamana karşı dayanıklılığı olmayan ürünlerin, ihtiyaçtan fazla olarak piyasaya sürülmesidir. Bu yaklaşımın karşısında duran İskandinav tasarımcıları, “Al-Kullan-Kullandır” prensibiyle zamansız ürünler tasarlamaya devam etmektedir.

Doğal malzemelerin dürüst ve akıcı kullanımı, rahatlığı, yüksek kaliteli el işçiliği ile modern tasarım tarihinde haklı yere sahip İskandinav mobilyasının ikonları Hans Wegner, Finn Juhl, Borge Mogensen, Yngve Ekström, Peter Opsvik ve bu gelenekten gelen diğer tasarımcılarla tanışmak için nord-ist.com adresini inceleyebilir veya gösterişten uzak ama kullanıldığı mekana değer katan ürünlerden bazılarını yakından görmek için mağazamızı ziyaret edebilirsiniz.